Mardin’de Tıp Bayramını grev haftasına dönüştüren sağlıkçılar, Cumhurbaşkanına cevap verdi

Mardin’de açıklama yapan sağlık emekçileri, Tıp Bayramı’nda gerçekleştirdikleri grev nedeniyle bayramın grev haftasına dönüştüğünü belirtti. Açıklamada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “giderse gitsinler” sözlerine de cevap verildi.
Türk Tabipler Birliği’nin (TTB) çağrısı ile sağlık çalışanlarının yaşadıkları sorunlar ve sağlık hakkına erişimin önündeki engellerin kaldırılması talebiyle Mardin’de de sağlıkçılar greve çıktı. Mardin Devlet Hastanesi, Kızıltepe, Nusaybin, Mazıdağı, Derik ve Midyat başta olmak üzere tüm hastanelerde iş bırakan sağlık çalışanları, Kızıltepe Devlet Hastanesi önünde toplandı. Grevde olduklarını belirten pankartlar ile taleplerinin yer aldığı pankartlar açan sağlık çalışanları Kızıltepe Başhekimliği önünde açıklama yaptı. Açıklama metnini Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Mardin Şubesi Hukuk Sekreteri Atman Yavuz, okudu.
Sağlık Bakanlığı’nın sağlık emekçilerinin taleplerini ve mücadelesini bastırma, sınırlandırma çabasına girdiğini belirten Yavuz, gözdağı verilmeye çalışıldığını söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından hekimlerin emeğini, niteliğini, değerini ve kamusal sağlık hizmetlerini hiçe sayan “gidiyorsa gitsinler” söylemiyle sarsıldıklarını dile getiren Yavuz, “Sendikal hakları, insan hak ve hürriyetlerini yok sayan bu yönetim anlayışı tam da sorunlarımızın esas nedenidir ve Tıp Bayramı da bu nedenle de bayram olarak kutlanamamaktadır. 14 Mart Sağlık Haftasını, Bayram olarak kutlayabilmek için bu yıl 14-15 Mart Grev haftamızdır” dedi.
Atman, sağlıkçıların taleplerini şu şekilde sıraladı:
“Şiddetsiz ve güvenli bir çalışma ortamı için yeni ve etkili “Sağlıkta Şiddet Yasası” çıkarılsın, mobbing ve baskılar son bulsun.
Performans, ek ödeme değil, insanca yaşamaya yetecek, yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyacak temel ücret sağlansın.
3600’den 7200 kadar kademeli ek gösterge uygulansın.
Fiili hizmet süresi (yıpranma payı) sağlık hizmetlerinde çalışan tüm emekçilere yıllık 90 gün üzerinden tam olarak uygulansın.
OECD ortalamasında kadrolu güvenceli personel istihdamı yapılsın. Taşeron çalışma ortadan kaldırılsın.
Toplumsal sağlık için güçlü ve etkin birinci basamak sağlık örgütlenmesi sağlansın. Ceza yönetmeliği kaldırılsın.
Özgür ve bilimsel çalışma ortamı için meslek örgütleri üzerindeki baskılara son verilsin.
Liyakatsiz atamalara, tip sözleşme dayatmalarına, tıp ve sağlık bilimleri eğitimlerini niteliksizleştiren, altyapısı uygun olmayan tıp fakültelerinin, eczacılık fakültelerinin, diş hekimliği fakültelerinin, hemşirelik fakültelerinin, sağlık bilimleri fakültelerinin ve sağlık meslek yüksekokullarının açılmalarına son verilsin.
Covid-19 iş kazası ve meslek hastalığı olarak kabul edilsin.
Haklarında kesinleşmiş yargı karar bulunmayan ihraç sağlık ve sosyal hizmet emekçileri derhal göreve başlatılsın.
Sağlık hizmeti için ödediğimiz vergiler, katkı katılım payları ve ilave ücretler kaldırılsın
Sağlık ve sosyal hizmetlerin planlanmasından sunulmasına kadar emekçiler örgütleri aracılığıyla, halk da merkezde siyasi partiler, yerellerde ise yerel yönetimler, muhtarlıklar, örgütlü yapılar ve siyasi partiler eliyle süreçlere dâhil olsun.
Şehir hastanelerine, özel hastanelere aktarılan teşvik ve bütçeler kamu sağlık kurumlarına aktarılsın
Her işyerine kreş açılsın, sağlık emekçileri çocukları ile işleri arasında tercih yapmak zorunda kalmasın.
Kamu sağlık kurumları daha demokratik bir yapıya kavuşturulsun.