Mardin Barosu Başkanı Elik:İnfaz düzenlemesi eşitlik ilkesine aykırı

Türkiye’de her gün çok sayıda yurttaşın yaşamını yitirmesine neden olan ve vaka sayısında ciddi artışlar yaşanan koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle cezaevlerinde bulunan 300 bine yakın tutuklu ve hükümlü büyük bir risk altında. Cezaevlerindeki tutukluların ayrım yapılmaksızın serbest bırakılmasına ilişkin hemen hemen her gün birçok çevreden çağrı yapılırken, AKP hükümet infaz düzenlemesini içeren 3’üncü Yargı Paketi’yle siyasi tutukluları kapsam dışı bırakmayı amaçlıyor.

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Mardin Barosu Başkanı İsmail Elik, hazırlanan taslağı “tatmin edici” bulmadı.

Hükümetin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AHİM)  içtihatları, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AHİS) maddeleri ve Anayasa’nın eşitlik ilkesiyle bağdaşmayan bir taslak hazırladığını belirten Elik, “Şuan taslak halinde olan ve çıkacağı düşünülen düzenleme tatmin edici olmaktan çok uzaktır. Taslakta, tutuklu yargılanan insanlara ilişkin herhangi bir ibare yok. Bugün binlerce insanın henüz sonuçlanmamış davaları sürmektedir. Tutuklu yargılandıkları için halen cezaevlerindeler. Onlara ilişkin bir düzenleme yok. Bu büyük bir eksikliktir. İkincisi siyasi düşüncelerinden dolayı tutuklu olan insanlara ilişkin de herhangi bir düzenleme yapılmamış. Bu belirttiğimiz hususlar, kanun maddelerindeki eşitlik ilkesine aykırıdır. Bu taslakta bir ayırımcılık söz konusudur” diye konuştu.

Demokratik ülkeler ve hukuk uygulamalarında, af ya da infaz indirimlerinde devlete karşı işlenen “suçlara” öncelik verildiğine dikkati çeken Elik, “Hükümetin ahlaki olarak ve hukuk ilkesi gereği, devlete karşı işlenen suçları af ya da infaz düzenlemesinin içine alması gerekir. Kişilere karşı işlenen suçlar kapsama alınmış ama devlete karşı işlendiği iddia edilen suçlar kapsam dışı bırakılmış. Bu hukuk devletinde olması gereken uygulamaların tam tersidir” dedi.

Uyuşturucu ve cinsel istismar suçlarının infaz düzenlemesinde yer aldığına değinen Elik, “İktidar ve onun ortağı virüs salgını bu şekilde fırsata çevirmişlerdir. Barolar, STK’ler ve toplumun bütün kesimleri bu konuda ses vermelidir” dedi.